Arapapıştı Kanyonu Salda Gölü Pamukkale Kuladokya Turu | 1 Gece Otel Konaklamalı

Salda Gölü, Pamukkale, Arapapıştı Kanyonu, Kuladokya Peri Bacaları turumuzun 2. gününde rehber anlatımlarımız eşliğinde keyifli bir gece yolculuğu sonrası Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen adeta bir turizm cenneti olan Salda Gölü’nde bulunan restorana ulaşıyoruz. Öncelikle kahvaltımızı alıyoruz. (Ekstra) Kahvaltı molası sonrası Salda gölü Türkiye’nin en derin tatlı su gölü unvanı ile bilinen turizm dünyasının yeni gözdesi bembeyaz kumlarını ve şifa kaynağı suyunu görüp burada geçirecek olduğumuz serbest zamanda fotoğraflarımızı çekerek yürüyüşe başlıyoruz. Burada Salda gölü tabiat parkı adıyla da bilinen orman plajını görüp eşsiz fotoğraflar çekiliyoruz. Çevredeki satıcılardan eşsiz lavanta aromalı ürünleri deneyimliyoruz. Salda gölü üzerinde gezimize tamamlamamızın ardından Denizli’ye hareket ediyoruz.

Denizli’ye doğru ilerlerken ilk olarak Denizli’nin dokuma ürünlerini keşfetmek için tekstil mağazasında küçük bir alışveriş molası veriyoruz. Alışveriş molamızın hemen ardından ekstra olarak düzenleyeceğimiz öğle yemeğimizi yiyoruz. Doğal ve kültürel özellikleri ile UNESCO Dünya miras listesine giren Türkiye’deki 29 yerden biri olan ve aynı zamanda da turistlerin en yoğun olarak ziyaret ettiği bölgelerden biri olan Pamukkale Travertenlerini ziyaret ediyoruz. Bu travertenler kaynak suları ve teraslı tepelerden oluşuyor. Şifalı suları pek çok hastalığa iyi geliyor. Bembeyaz görüntüsüyle kendine hayran bırakan dünyaca ünlü Pamukkale Travertenleri ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Hemen yakınındaki Hierapolis Antik Kenti’nin tarihini keşfedip isteyen misafirlerimizle birlikte antik havuzun termal suyunda yüzüme arası veriyoruz. İçerisinde tapınak, anıtsal çeşmeler, mezarlar, agora ve daha pek çok farklı yapının bir arada bulunduğu Roma dönemi ve ardından Bizans döneminde son derece önemli bir merkez olan Hierapolis, Hazreti İsa’nın havarilerinden biri olan Aziz Philip’in öldürülmesi sebebiyle Hristiyanlığın merkezi olarak biliniyor. Pamukkale ve Hierapolis gezisinin ardından dinlenmek üzere otelimize geçiyoruz. Otelimizde akşam yemeği ve konaklama işlemlerimizde gerçekleştiriyoruz.

Kahvaltı: Salda Gölü’ nde Alınacaktır. (Ekstra)
Öğle Yemeği: Denizli’ de alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Otelde alınacak olup tur ücretine dahildir.

Salda Gölü, Pamukkale, Arapapıştı Kanyonu, Kuladokya Peri Bacaları turumuzun 3. gününde otelde alacağımız kahvaltı sonrası Arapapıştı Kanyonu’na doğru hareket ediyoruz. Arapapıştı Kanyonu'nun en önemli özelliği M.Ö. 5.YY’da Persler tarafından inşa edildiği belirlenen kaya mezarlarının bulunmasıdır. Ayrıca Üç Kuleli Kör Teke Kalesi ve Roma Bizans Döneminin tarihi kalıntıları, gizli manastırlar bulunmaktadır. Barındırdığı doğal ve tarihi güzelliği, bin bir çeşit çiçeği ve canlı türleri ile adeta saklı bir cenneti andırır. Kanyon Akçay, Kemer, Körteke, Bozdoğan, Karacasu bölgesinde yer almakta olup Kemer Barajı’nı besleyen Akçay’ın Denizli, Muğla ve Aydın sınırlarının kesiştiği noktada binlerce yıl içerisinde oluşmuştur. Bu kanyon 380 metre yüksekliğinde, 6 km. ye ulaşan uzunluktadır. Tarih ve doğanın iç içe olduğu bu bölgede, muhteşem manzaralar eşliğinde, müsaitlik durumuna bağlı olarak ekstra Tekne turuna katılıyoruz. Büyüleyici güzellikte ve çok özel bir renkte olan kanyon gezisi esnasında, buranın tarihi hakkında rehberimizin bilgilendirmeleri dinliyoruz. Tekne gezimiz sonrasında öğle yemeği için serbest zaman. Rehberimizin belirlediği saatte Ege’nin Kapadokya’sı olarak adlandırılan Kuladokya’ya yönümüzü çeviriyoruz.

Manisa'nın Kula ilçesine doğru ilerlerken, pencereden görülen manzaralarla kendimizi yolculuğun heyecanına kaptırıyoruz. Kuladokya'ya vardığımızda bu eşsiz doğa harikası, ilk bakışta bizi büyülüyor. Kuladokya, peri bacaları ve volkanik tüf oluşumlarıyla dolu bir bölge. Rehberimiz, bölgenin nasıl oluştuğunu ve jeolojik yapısının özelliklerini anlatırken, biz de bu büyüleyici manzarayı fotoğraflıyoruz. Kuladokya'nın her köşesi, doğanın yüzyıllar boyunca sabırla şekillendirdiği bir sanat eseri gibi. Yumuşak volkanik tüflerin üzerinde yürürken, bu doğal oluşumların nasıl meydana geldiğini daha iyi anlıyoruz. Sert bazalt tabakalarının erozyonla aşınarak oluşturduğu bu peri bacaları, doğanın gücünü ve estetik anlayışını gözler önüne seriyor. Gezimizin sonunda, bölgenin biraz dışında bulunan Kula kasabasına uğruyoruz. Osmanlı dönemine ait tarihi evlerin arasında dolaşırken, kendimizi geçmişe bir yolculuk yapmış gibi hissediyoruz. Dar sokaklarda yürüyüp, yerel halkın sıcak misafirperverliğiyle tanışıyoruz.

Kuladokya'daki bu eşsiz maceramız, günün sonunda sona eriyor. Yeniden otobüsümüze binip, İstanbul’a doğru yola çıkıyoruz. Ancak, Kuladokya'nın büyüleyici manzaraları ve doğanın bize sunduğu bu eşsiz deneyim, hafızalarımızda uzun süre yer edecek. Bu doğa harikasını keşfetmek, bizler için unutulmaz bir anı olarak kalacak. İstanbul’a varışımızı takiben siz değerli misafirlerimiz ile bir başka Grand Alfa Travel turunda görüşmek dileği ile diyerek vedalaşarak ayrılıyoruz.

Kahvaltı: Otelde alınacak olup tur ücretine dahildir.
Öğle Yemeği: Arapapıştı Kanyonunda alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Güzergah üzeri dinlenme tesisinde alınacaktır.
Konaklama: Bu gece konaklama yoktur.

NOT: İzmit ve Sakarya' dan katılım sağlayan misafirlerimiz dönüşümüz Balıkesir - Bursa üzerinden olacağı için Gebze' de inmeleri gerekmektedir.